4 Eylül 2012 Salı

Cris - Ujfalusi

UEFA Şampiyonlar Ligi için 25 kişilik kadroyu 4 Eylül saat 01:00'da açıklamak zorunda olan Galatasaray, Ujfalusi'nin sakatlanıp sahalardan 5 ay uzak kalacağının açıklanmasının ardından çilekten vazgeçip stoper arayışına girdi. 

Son dakika transferlerinden nefret ederim aynı Fatih hoca gibi. Daha geçtiğimiz sezon Arda'nın gidişiyle gelen Riera örneği gün gibi ortadayken böyle bir transfere kalkışacak zorunda olmak gerçekten üzücü oldu. Ama el mahkum. Önümüzde Şampiyonlar Ligi var, 3 tane stoperle de uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkmak sonu hüsranla bitmesi kuvvetle muhtemel bir maceradan başka birşey değil. 

Galatasaray ne yaptı? Önce K. Toure, C. Chivu gibi hem kaliteli hem de uzun soluklu kontratlar imzalanabilecek isimlere yöneldi. Tabi son saniye transferi olduğu için elinin güçlü olmaması ve adı geçen oyuncuların gerçekten kaliteli isimler olması sebebiyle bu transferlerden vazgeçilip yine Toure ve Chivu gibi tecrübeli ancak kendilerinden daha yaşlı bir isim olan Cris ile anlaşıldı.

Transferin açıklanmasıyla birlikte ise başlayan goygoya anlam vermek mümkün değil. Sanırsın bütün Türkiye Ligue 1'i her hafta takip ediyor, ellerinde Cris'in istatistikleri var. Adamı bir ölmeden mezara koymadığımız kaldı. Tomas ile anlaştığımızda yapılan goygoyun kopyası. 

Cris'in yaşlı olduğunu bende kabul ediyorum ama sakatlanmasaydı Ujfa, genç mi olacaktı? Sizin elinizde gençlik iksiri vardı da bizim mi haberimiz yoktu? Fatih hoca kendisinden en üst düzeyde verim almasını bilecektir. Kaldı ki Ujfa, sezon sonu futbolu bırakmaya niyeti olduğunu söylemişti. Yine Fatih hoca, transfer döneminde önümüzdeki sezon Çek stoperin futbolu bırakacağının sinyallerini verdiğinden, rotasyona Dany'i katmıştı. Geçiş sezonunda Dany ile Semih'i zorluk seviyesi düşük maçlarda kullanıp Ujfa'nın hedef maçlara daha hazır ve dinç bir şekilde çıkabilmesi için. Şimdi aynı uygulamayı Cris içinde yapabilir. İki oyuncu arasında performans arasından abartılacak kadar büyük bir fark olmadığını da transfermarkt istatistikleriyle de görebiliriz. 

Geçtiğimiz sezon, Tomas Ujfalusi(isme tıklayarak futbolcunun transfermarkt sayfasına erişebilirsin ancak yeni sekmede açarsan sevinirim :).) toplamda 40 maça çıkmış. Bu maçlarda toplam 3519 dakika sahada kalmış. Yuvarlak hesapla maç başı 88 dakikaya denk geliyor yani. Ancak sezonun sonlarına doğru kaptanın performansının da düşmeye başladığını hatırlamakta fayda var. Birde bazı maçlarda Semih'i santraforlarla yalnız bırakışı vardı ki artık fantastik bir şekilde bunu Semih'in gelişimi için yaptığını düşünmeye başlamıştım. Cris(Ujfalusi için yazdıklarımın aynısı Cris içinde geçerlidir.) hakkında söyleyebileceğim ise istatistiklerini yorumlamaktan başka çarem yok çünkü ne Ligue 1'i ne de Şampiyonlar Ligi'nde Lyon'u yeteri kadar izledim. Ancak yine transfermarkt hesabıyla oyuncunun geçtiğimiz sezon 28 maça çıktığını ve bu maçlarda 2512 dakika sahada kaldığını görüyoruz. Yani çıktığı maçlardaki toplam süre olan 2520 dakikanın yalnızca 8'ini kaçırmış. Aranan özelliklerden istikrarı cebe attık. 61 Şampiyonlar Ligi maçını da yanına eklediğimizde stoperde ve takım genelinde ihtiyacımız olan uluslararası tecrübeyi de cebe atmış oluyoruz. Ayrıca Brezilyalı futbolcu ciddi sakatlıklarla da pek boğuşmamış. En son 2007'de Elmander'le çarpışarak aylarca sahalardan uzak kalmış. Bunun da darbeye bağlı bir sakatlık olduğunu göz önünde bulundurursak Cris'in ciddi bir profesyonel olduğunu da söyleyebiliriz. 

Hal böyleyken futbolcu daha İstanbul'a gelmeden; bırakın maçı antremana bile çıkmamışken asıp kesmenin, Telegol kafasıyla yorum yapmanın kime ne yararı var? Sadece bekleyip görelim, eleştiriyi zamanı geldiğinde kendisinden beklenen performansı sergileyemezse yaparız. 

RİCA: Lütfen ilerleyen haftalarda maçlardan sonra Cris-Kriz temalı espriler yapmayın, yapanlara da gülmeyin!!! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

About