Maç trafiği, arka arkaya alınan başarısız sonuçlar sonrası güvenin kaybolması, sakatlıklar, sert rakiplere karşı repertuar genişletme amacı, hocanın tercihi, oyunun takımı yönlendirmesi ve birçok sebep daha... Bunlardan herhangi biri mi? Yoksa hepsinden azar azar mı? Bu sorunun cevabını bilmiyorum ama Galatasaray, Kayserispor maçında olduğu gibi İBB karşısında da alışılmışın dışında bir anlayışla sahaya çıktı ve bunu da skor olarak öne geçmenin verdiği avantajla birlikte maçın sonuna kadar sürdürdü.
Oyun pratiği açısından Galatasaray, geçtiğimiz sezon Fatih Terim'in tekrardan takımın başına gelmesiyle birlikte hemen hemen herkesin bildiği bir anlayışla sahaya çıkardı. Bu anlayışı; oyuna hükmeden, topa mümkün olduğunca sahip olan, atabildiği kadar gol atan ve yenilirken bile izleyenlerin takdir edeceği bir anlayış olarak açıklayabiliriz.
Fakat garip bir şekilde Kayserispor ve İBB maçlarında görüldü ki Galatasaray, ezberini bozup farklı bir anlayışla da sahaya çıkabiliyormuş. Bu anlayışı da; rakibin topla oynamasına belli ölçülerde müsade eden hatta belli bölgelere kadar rahat bir şekilde ilerlemesine göz yuman, geride sağlam bekleyen ve kaptığı toplarla ani ataklara çıkan bir oyun anlayışı olarak açıklamak mümkün.
Yukarıda bahsi geçen iki oyun anlayışı da bir takımın aynı maç içindeki seçenekleri arasında olabilir. Hatta elit takım seviyesi diye bahsedilen seviyedeki bir takım olma parolasıyla yola çıkan bir takım için bu iki oyun anlayışını aynı anda sahada sergileyebilmek bir zorunluluktur. Peki Galatasaray bunu neden yap(a)madı? Çünkü bu farkındalığa erişebilmesi için tokat yemesi gerekiyordu ve bunları Braga ve Cluj'dan yedi. Mesela Kayserispor ve İBB maçlarında denenen oyun anlayışı neden Braga veya Cluj maçlarından önce denen(e)medi? Çünkü sarı-kırmızılı oyuncuların böyle bir oyun pratiği söz konusu değildi. Geçtiğimiz sezon ligde takımı bu oyuna itecek bir rakip yoktu. Haliyle takım ve hoca, mevcut anlayışı biraz daha iyi hale getirerek Avrupa'da da başarıları elde edebileceğini düşündü. Ancak sakatlık, formsuzluk vs. gibi durumların yanı sıra rakiplerin sert oyunu Galatasaray'ı beklentilerin altında kalan bir pozisyona soktu.
Şimdi Galatasaray'ın önünde Şampiyonlar Ligi'ni kurtarabilmek için çok kritik üç maç var. Her ne kadar deplasmanda da olsa mevcut puan dezavantajı sebebiyle Kayserispor ve İBB karşısında oynadığı sabırlı oyunu, 90 dakikaların tamamında sergilemesi mümkün değil. Çünkü avantajları sebebiyle bekleyen taraf hep rakipler olacak. İşte bu yüzden Cimbom'un söz konusu üç maçta eski oyun anlayışıyla birlikte repertuarına yeni yeni katmaya çalıştığı sakin oyunu da sergileyebilmesi elzem. Bu harmoni sağlanabilirse bugün olduğundan daha umutlu bakmak mümkün.
Aşağıda Galatasaray'ın bu sezon lig başladığından bu yana oynadığı resmi maçlardaki istatistikleri mevcuttur:
Rakip | Topla Oynama | İsabetli Şut | İsabetsiz Şut |
Kasımpaşa | 61% | 4 | 10 |
Beşiktaş | 62% | 5 | 4 |
Bursaspor | 57% | 7 | 9 |
MP Antalyaspor | 55% | 10 | 5 |
Manchester United | 52% | 6 | 5 |
Akhisar | 64% | 9 | 8 |
Orduspor | 65% | 5 | 14 |
Braga | 63% | 4 | 11 |
Eskişehirspor | 63% | 6 | 10 |
Gençlerbirliği | 62% | 9 | 9 |
Cluj | 69% | 6 | 18 |
*Kayserispor | 48% | 6 | 10 |
*İBB | 45% | 4 | 6 |
* Rakiplerle oynanan maçlar Galatasaray'ın alışılmışın dışında bir oyun anlayışı sergilediği maçlar.
- İstatistikler skorist'ten alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder