Bu koreografiden sonra ise Fatih Terim'in verdiği poz muhteşemdi:
Golden sonra takım geriye çekildi. Bazıları bunu ''frene basmak'' olarak dile getirdi ama bu bildiğin el frenini çekmek gibi bir şeydi. 1-0 önde her atağında gole yaklaşan takım nedense birden kendi ceza sahasına gömülmemeli. Özellikle Galatasaray gibi oynamayı seven bir takım asla geriye yaslanmamalı. Tekrarlıyorum bahsettiğim şey denge oyunu değil. Onu kabul edebilirim ama kendi ceza sahasının önünde beklemeyi asla. Zaten ben bunları düşünürken Hasan Ali Kaldırım, kariyerinin ilk golünü dengede durabilmek için kullandığı sağ ayağıyla, hem de gelişine, hem de ceza sahasının dışından attı. Bu dakikadan sonra oyun gerçekten dengede gitti. Tekrar golü düşündüğümüz anda Selçuk, ceza sahası önünde Cristian'ın müdahalesiyle yerde kaldı ve akıllara geçen sezon Süper Final'de Selçuk'un aynı noktadan yine Fenerbahçe'ye ama diğer kalenin örümcek ağlarını temizleyerek attığı gol geldi. Serbest vuruşta ters köşe yapanını da kolay kolay göremezsiniz arkadaşlar. Kaptan döşemiş bize de paylaşmak düşer:
Bu golden sonra oyun bu sefer dengede devam etti. Fenerbahçe belkide uzun yıllardan sonra Galatasaray'a karşı ilk kez bu kadar dengeli oynayabildi. Bunda tabiki sarı-kırmızılıların farkı ikiye çıkaran golü bulamamasının etkisi büyüktü. Maçı bitiren hareket ise gol olmadı. Oyuna sonradan giren Yekta'nın Fenerbahçeli futbolcuları pazara gönderdiği pozisyonda Meireles'in yaptığı faul sonrası kırmızı kart görerek oyunu terk etmesi oldu. Zaten oyun anlayışı iki ön liberolu kontrol futbolu olan takım, en büyük dişlisini kaybetmişti ve geride olduğu için de maçı çevirme şansı yoktu. Galatasaray, bu dakikadan sonra Selçuk ve Melo'nun ayağa pas oyunuyla 90 dakikayı bitirdi ve ligdeki puan farkını maç fazlasıyla 5'e çıkarttı(MP Antalyaspor'un bir maçı eksik ve kazandığı takdirde puan farkı 2'ye inecek).
HERŞEY UNUTULUR HATIRALAR KALIR, SİZE HER MAYIS BİZİ HATIRLATIR!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder