4 Ekim 2012 Perşembe

Şampiyonlar Ligi'nde Beraberlik

Şampiyonlar Ligi'nin belli başlı oturmuş standartları var. Seviyesi çok farklı olduğun için geçtiğimiz sene gruplarda mücadele eden Borussia Dortmund ve Manchester City gibi takımlar gruplarından çıkamadılar. Onların bile bu seviyeye alışabilmeleri için bir sezonluk ısınma turu atmaları gerekti. Aynı gruptalar ve grubun en büyük favorisi ise Real Madrid. Yani geçtiğimiz sezonun Almanya yada İngiltere şampiyonu muhtemelen yoluna Avrupa Ligi'nde devam edecek.

Peki nedir bu ŞL standartı? Üzerinde düşündüğümde en mantıklı cevabı Mehmet Demirkol'dan alıyorum. Mehmet Demirkol her ŞL maçı öncesinde ve sonunda beraberliğin ne kadar önemli olduğundan bahseder. O bahseder ancak bizler 0-0'ı yada beraberliği beğenmeyiz. Belkide beğenmeye başlamalıyız. Mehmet Demirkol'un ne demek istediğini anlayabilmek için Lucescu'nun Galatasaray'daki ikinci yılını hatırlamakta fayda var diye düşünüyorum.

2001-2002 sezonunda Lucescu'nun Galatasaray'ı sezona müthiş ayrılıklarla başlamıştı. Bir önceki sezon Hakan Şükür ayrılığının ardından bu sefer Okan, Emre, Taffarel, Popescu, Hagi ve her şeye rağmen Jardel gibi isimler takımdan ayrılmıştı. Buna rağmen adı sanı bilinmeyen adamlarla Lucescu'nun Galatasaray'ı ilk tur gruplarını başarıyla tamamlamış ve 2. tur gruplarında Barcelona, Liverpool ve Roma ile mücadele etmişti(Bu grup hala ŞL'nin en heyecan verici grubu olarak kabul edilir). O, kimsenin artık eskisi gibi olamaz dediği Galatasaray ilk 5 maç sonunda 5 beraberlik almıştı. Ali Sami Yen'de oynanacak son maçta rakip Barcelona'ydı ve alınacak bir galibiyet Galatasaray'ı bir kez daha en üst seviyenin çeyrek finaline taşıyacaktı. İşte bunu sağlayacak olan şey Mehmet Demirkol'un vurguladığı beraberlik mottosuydu. Hem üst düzey hemde kısa süreli bu turnuvalarda mağlubiyetler çok şey kaybettireceğini çok iyi bilen Lucescu, geride iyi kapanan ve ani ataklarla sonuca gitmek isteyen bir Galatasaray yaratmıştı. O son maça kadar bütün sistem çok iyi işledi ancak son maçta Barcelona'ya 1-0 kaybeden Galatasaray elendi ve bir daha hiç o seviyeye çıkamadı. 

Peki Fatih Terim Lucescu'nun bildiğini bilmiyor mu? Tabiki biliyor ancak Fatih Terim, Lucescu kadar şanslı değil çünkü elinde ciddi anlamda ŞL tecrübesine sahip Hamit ve Eboue'den başka oyuncusu yok(Cris'in sezon başı planları arasında yer almamasından dolayı iki ismin yanına eklemedim). Herşeye rağmen Fatih Terim'in 2012 model Galatasaray'ı o dönemden bu yana o seviyelere çıkabilecek en uygun kadro. Oyuncular beraberliğinde iyi skor olduğunu öğrenmesiyle birlikte Avrupa standartında bir Galatasaray izleyebiliriz. Burada tek sorun ise bu anlayışın zihinlere kazınmasına kadar sancılı bir süreç yaşanacağı. 

Bu tecrübesizliğe rağmen Galatasaray, Cluj maçlarından alınacak puanlarla tekrar grupta iddialı bir konuma gelebilir. Hatta 6. maçlar onunda gruptan çıkıp yoluna devam da edebilir. Tecrübenin başarıyla kazanılması tabiki muhteşem olur ancak gruplarda başarısız olunduğunda takımdan ümitlerin kesilmemesi gerekir. Çünkü kimsenin unutamadığı 2000 kadrosunun da kupaya uzanmak için gereken tecrübeyi kazanmak için ŞL'den 3 sezon arka arkaya elenmesi gerekmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

About