31 Mayıs 2012 Perşembe

Galicialı Türkler Yeniden La Liga'da

İspanya'nın kuzeybatı bölgesine verilen isimdir Galicia. Bu bölgenin birbirini sevmeyen iki şehri bulunur Vigo ile La Coruna.

Rivayete göre La Coruna ile Vigo şehrinin çekişmesi Osmanlı döneminde La Corunalıların Barboros Hayrettin Paşa'ya, Vigoluların ise Portekizlilere yakınlaşmasıyla başlar.

Günümüzdeki bu rekabeti iki şehrin futbol kulüpleri sürdürüyor. Celta Vigo ve Deportivo La Coruna. Celta Vigolular rakiplerine ''Türkler'' diyerek onları aşağılamak istiyor ancak Deportivo taraftarı bundan gocunmuyor hatta Türk gibi güçlü görünmekten memnuniyet duyuyorlar. Stadları Riazor'da her maç asılı bulunan birkaç Türk bayrağı görmek mümkün. Hatta bazı maçlarda Türkiye lehine tezahürat bile ediyorlar. Panathinaikos ile oynadıkları karşılaşmada ise bu durum zirve yaptı. Türk bayrağının da bulunduğu bir  koregrofiyle kale arkasını süslediler.



Ve bu takım bir yıl aradan sonra tekrar La Liga'da. Zaten izlemek için onlarca bahaneye sahip olduğumuz ligde bahanelere bir yenisi daha eklendi. La Liga'da şampiyon oldukları 1999-2000 sezonu gibi bir başarı yakalamaları için birçok mucizeye ihtiyaçları var ama en azından Türkiye'de maçları her zaman ilgiyle izlenen bir takım olacaklar.

İtalyanlar Güzel Forma Yapar

Frank Keyif Yaparken


Villas-Boas onu kulübeye mahkum etmişti. Onun gidişiyle birlikte veteranlar sazı tekrar eline aldı ve şampiyonluğu getirdi. Böyle bir sezonun ardından soyunma odasında puro keyfi çok mu ?

Yaktın Bizi Panini


Panini yine yaptı yapacağını.

Turnuvalar öncesi çıkartma kitaplarıyla tanıdık bu ismi. Harçlıklarımızın neredeyse tamamını yatırdığımız Panini yine iş başında. 5'li çıkartmalar 1 TL. Tabiki satış yapan yerler kolay kolay bulunmuyor. Çiftlenen futbolcular sonrası yaşanan hayal kırıklıkları, takımlar tamamlanmaya başladıkça yaşanan haz... Ve artık eksik çıkartmaları bildirip kitabı tamamlayabilmek için adres bile verilmiş. Bu sefer tamamlayacağım olm seni!!!

29 Mayıs 2012 Salı

27 Mayıs 2012 Pazar

İskelet



Galatasaray hatırlamak istemediği bir sezonun ardından Fatih Terim’in dönüşüyle birlikte tekrar ayağa kalkmasını bildi ve şampiyonluğa uzandı. İmparator, Florya’daki sorunları teker teker çözerek ve sorunlu oyuncuların yerini savaşan oyuncularla doldurarak Galatasaray ile 5. kez şampiyon oldu. Galatasaray’ın armasındaki üç yıldızdan birine ‘Fatih Terim Yıldızı’ dersek hata yapmış olmayız.

Şampiyonlukta rolü kilit olan oyunculara şöyle bir göz atalım:

Fernando Muslera: Uruguaylı genç kaleci Lazio’dan transfer edildiğinde herkes bir kaleciyle yüksek bonservis bedeli verilmemeli tartışması yapıyordu. Sezonun başında oynadığı birkaç kötü sayılmayacak maçtan sonra eli küçük yakıştırması bile yapıldı. Nando, genç yaşına rağmen ne kadar başarılı ve tecrübeli bir kaleci olduğunu ispatladı ve normal sezonda 16 maç gol yemeyerek bu alanda kulüp rekorunu eline geçirdi. 

Tomas Ujfalusi: Tecrübeli stoper Atletico Madrid’den alınmak istenen üç yıldız arasında taraftarı en az heyecanlandıran isimdi ancak Diego Forlan ve Reyes’in geçirdiği kötü sezonun ardından Galatasaraylılar sadece Ujfa’nın transfer edilmesinden oldukça mutlu olmalılar. Çek yıldız hemen uyum sağladığı takımda sezon başında dönem dönem sağ bek oynasa da stopere geçtiğinde daha verimli oldu. Sabri Sarıoğlu ve Ayhan Akman’ın kadroda kendilerine yer bulamamalarından sonra da kaptanlık pazubandını koluna geçiren Ujfa, altyapıdan yükselen Semih Kaya ile birlikte savunmanın vazgeçilmezi oldu. Genel olarak rakip forvetlerle eşleşmeyi Semih'e bıraktığı için eleştirilse de Semih Kaya'nın gelişimindeki katkısı görmezden gelinmemeli. Sezon sonuna doğru performansı dalgalanmaya başlasa da genel olarak oldukça başarılıydı.

Semih Kaya: Sezon başında kadroda kendisine yer bulamayan genç oyuncu, 9. hafta sırtına geçirdiği formayı bir daha bırakmadı ve milli oyuncular Gökhan Zan ile Servet Çetin’i kulübeye mahkum etti. Taraftarın gözünde sınırsız kredisi bulunan Semih, eksiklerini de giderdiği takdirde Galatasaray, yeni bir Bülent Korkmaz kazanacaktır. Semih Kaya'nın birkaç sezon içinde Galatasaray'ın yeni kaptanı olması bekleniyor.

Felipe Melo: İtalya’da sorunlu bir sezonun ardından kiralık olarak Galatasaray’ın yolunu tutan Melo, muhteşem bir sezon geçirdi diyebiliriz. 12 golle kariyer rekoru kıran Pitbull, Selçuk İnan ile birlikte orta sahanın vazgeçilmezi oldu. Zaman zaman agresif yapısıyla kırmızı karta yakın bir oyun oynasa da hiç kırmızı kart görmedi. Albert Riera ile yaşadığı tatsız olaya rağmen sezonun tamamında gösterdiği iyi performans sayesinde yönetimin bonservis için Juventus ile masaya oturmasını sağladı. Taraftarında bonservisinin alınmasını istediği Brezilyalı yıldız, önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecek Galatasaray için eğer alınırsa en iyi transfer olacaktır. 

Selçuk İnan: Galatasaray’ın en iyi transferi ve sezonun en başarılı oyuncusu. Felipe Melo’yla birlikte müthiş bir ikili oluşturan Selçuk, aynı partneri gibi çift haneli gol sayısına ulaştı. Bunun yanında sayısız asist yaparak skora doğrudan katkıda bulunan Selçuk, ayrıca 5 golünü serbest vuruştan kaydederek Hagi’nin rekorunu egale etti. Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray’ın en kilit ismi olacaktır.

Johan Elmander: Bonservis bedeli olmadan takıma alınan İsveçli oyuncu sistemin 4-4-2’ye evrilmesiyle birlikte takımın vazgeçilmezi oldu. Topun rakibe geçmesiyle hücum presini başlatan Johan, attığı kritik gollerle ve orta sahaya yaptığı katkıyla sürekli atağı düşünen Fatih Terim Galatasaray’ının ileri uçtaki en kilit ismi oldu. Savunmayı boğan yapısıyla forvetteki partnerlerinin daha rahat pozisyona girmesini sağladı ve bitmek bilmeyen mücadelesiyle taraftarın en çok saygı duyduğu isim oldu. Rakip filelere 12 gol bırakan Elmander, eğer transfer döneminde üst düzey bir santrafor alınırsa önümüzdeki sezon çok başarılı olacaktır.

Emmanuel Eboue: Tecrübeli oyuncu ilk dönemlerde sol kanat, orta saha sağ kanat oynadığında başarılı olamamıştı ancak daha sonra kendi yeri olan sağ beke geçti ve gerçek performansını göstermeye başladı. Arsenal’de yıllarca hücum futbolu oynadıktan sonra Galatasaray’ın 4-4-2’sinde hiç yabancılık çekmedi. Kazım’ın devre arasında gidişiyle birlikte önünde oynayan Engin Baytar’la zaman zaman uyum sorunu yaşasa da kritik maçlarda attığı gollerle şampiyonluğu getiren isimlerden biri oldu.

Diğer dikkat çeken isimlere de değinecek olursak Hakan Balta geçtiğimiz sezondan sonra hızla toparlandı ve sol bekte hatasız bir sezon geçirdi. Tıpkı Eboue gibi önünde gerçek bir kanat olmayan partnerle oynaşının sorunlarını hücuma çıkışlarda yaşasada işin savunma kısmını başarıyla yerine getirdi. Emre Çolak ve Engin Baytar asıl bölgeleri orta saha olmalarına rağmen biraz da mecburiyetten kanatta oynamak zorunda kaldılar çünkü Felipe Melo veya Selçuk İnan’ı kesmeleri mümkün değil. Yine de iyi niyetle mücadele ettiler ve şampiyonlukta pay sahibi oldular. Transfer döneminde bir veya birden fazla kanat oyuncusunun transfer edileceğini düşünürsek önümüzdeki sezon bu kadar forma giymeleri mümkün gözükmeyebilir ancak ilk onbirde oynayan oyuncuları her zaman tetikte olmalarına sebep olacaklardır. Milan Baros, ilk yarıda Elmander’in partneri olarak forma giydi ve form düzeyini üst düzeye çıkarıp seri goller atmaya başlamıştı ancak gördüğü kartlarla takımını eksik bırakmasından dolayı devre arasında kesik yedi ve yerine Antalyaspor’dan Necati Ateş getirildi. Transfer döneminde yerine kaliteli bir forvet alınması bekleniyor. Necati’ye dönecek olursak o zaten bu takıma yabancı değildi. Uyum sorunu da yaşamadı. Elmander ile iyi bir ikili oluşturmaması için de hiçbir sebep yoktu. Özellikle deplasmanda attığı gollerle şampiyonluğa katkıda bulunan isimlerden biriydi. Önümüzdeki sezon kulübede iyi bir alternatif olacaktır.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Gracie Pep


Frank Rijkaard'dan devraldığı takımla 4 yılda 13 kupa kazanan Pep Guardiola haftalar öncesinden ayrılacağını açıklamıştı. Barcelona başındaki son maçında Athletic Bilbao'yu 3-0 yenerek İspanya Kral Kupası'nı kazandı ve kupa sayısını 14'e çıkardı. Onun için şimdi biraz dinlenme, futboldan uzak kalma zamanı. Döndüğünde yeni bir Barcelona efsanesi yaratabilir mi ? Bunu bilemeyiz ancak 4 sene boyunca Barcelona'yla bize yaşattığın keyif için #GraciePep.

25 Mayıs 2012 Cuma

Ezeli Tokat


Tottenham Hotspur, Arsenal ve Chelsea'den sonra Londra'nın en dikkat çekici takımıdır. Ancak bu sezon ezeli rakiplerinde öyle tokatlar yedi ki bunun acısını çıkarması için Arsenal'in elinden ligi, Chelsea'nin elinden Şampiyonlar Ligi'ni alması gerekebilir.

Ligde sezonun son haftalarına girilirken Tottenham, Arsenal'in puan kaybetmesiyle birlikte 3. sıraya yükselip Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan katılabilecekti ancak ezeli rakibinin puan kaybettiği haftalarda maçları kazanamadı ve ligi 4. sırada noktaladı. Bu durum onları çok fazla üzmemişti çünkü İngiltere'de 4. takımda Şampiyonlar Ligi için ön eleme hakkını elinde bulunduruyordu ve her ne kadar Şampiyonlar Ligi'nde yarı finale çıksa da kabul edelim hiç kimse Chelsea'nın Barcelona'yı eleyip üstüne finalide kazanacağını tahmin etmiyordu. Ancak Chelsea beklenilmeyeni yaptı. Önce Barcelona'yı eledi ve sonra gitti denilen maçta geriden gelip maçı penaltılara götürdü ve sonrasında kupayı kazanarak Tottenham'ı yaktı.

Arsenal'in gerisinde kalarak Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan katılma hakkını kaybeden Tottenham,  Chelsea yüzünden Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını tamamen kaybetti.

UEFA'nın Şampiyonlar Ligi'ne bir ülkeden 5 takım katılamaz kuralıyla Tottenham önümüzdeki sezon Avrupa Ligi'nde boy gösterecek. Bu kuralın çıkış noktası ise yine bir İngiliz takımının Şampiyonlar Ligi'ni kazanmasına dayanıyor. Liverpool 2004-2005 sezonunda Milan'ı destansı bir şekilde mağlup ederek kupayı kazanmış ve bir sonraki sezon için Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya hak kazanmıştı ancak ligi ilk 4'te bitiremediği için bir sonraki sezon Şampiyonlar Ligi'nde İngiltere'yi 5 takım temsil etmişti. UEFA'da bir daha böyle bir durumla karşılaşmamak için kuralı değiştirdi.

Planlarını Şampiyonlar Ligi için yapan Tottenham'da bu sezon sonunda teknik heyet ve taraftarlar hayal kırıklığı yaşadılar. Takımın birçok yıldız futbolcusuna talip var ve hiçbiri önümüzdeki sezon Avrupa Ligi'nde oynamak istemeyecektir. Bu yaz Gareth Bale dışındaki hemen hemen bütün yıldızları Euro 2012'de yer alacak olan Tottenham, büyük ihtimalle birkaç oyuncusunu satmak zorunda kalacaktır. 

24 Mayıs 2012 Perşembe

Kim Bu Salih Uçan


Sezonun bitmesiyle birlikte transfer söylentileri yine bir numaralı futbol gündemi haline dönüştü. Büyük takımlarımızdan Fenerbahçe ile Beşiktaş ise genç bir futbolcuyu transfer edebilmek için kıyasıya bir yarışın içine girdiler. Bu isim Bucaspor'un altyapıdan yetiştirdiği isim Salih Uçan.

6 Ocak 1994 yılında Marmaris'te dünyaya gelen Salih, futbola da Marmaris Belediyespor'da başladı ve 2008 sezonuna kadar 4 yıl bu takımın formasını giydi. 2008 yılında geldiği Bucaspor'un altyapısında 2 yıl forma giydikten sonra 2010 yılında ilk profesyonel sözleşmesine imza attı.

Salih Uçan, büyük takımların radarına girmesine sebep olan performansı ise 2011-2012 sezonunda Bank Asya 1. Lig'de oynadığı güzel futboldu. Orta sahada görev alan bonus kafa Salih Uçan, yüksek pas yüzdesiyle ve oyun kurucu özelliğiyle dikkat çekiyor ancak büyük takımlarda tutunabilmesi veya Avrupa'da futbol oynayabilmesi için gelişim göstermesi gerekiyor. Salih Uçan'ın boyu çok kısa değil ancak bölgesi çok fazla fizik mücadele gerektirdiğinden daha fazla güçlenmesi gerekiyor. Oyunun merkezinde oynadığı için rakiplerine daha rahat çalım atabilmeli ve sezonun genelinde daha fazla gol atmalı. Bu sezon 9'u sonradan olmak üzere toplamda 25 kez sahaya çıkan Salih'in yalnızca 1 golü bulunuyor. Tüm bunlara rağmen yaşı, oyun zekası ve futboluyla Bank Asya 1.Lig'de en fazla dikkat çeken oyuncuydu. Salih, Bucaspor'un yanısıra milli takımımızın 19 yaş altı grubunda da forma giymekte.

Not: Ben yazıyı yazarken Salih Uçan Twitter hesabından Fenerbahçe'yle anlaştığını ve emeği geçen herkese teşekkür ettiğini belirtti.

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Çirkin


Manchester United'ın 2012-2013 sezonu iç saha forması tanıtıldı. Tabi forma demeye 1000 şahit lazım çünkü Kırmızı Şeytanlar, pazarda 10 liraya bulabileceğiniz pijamalara daha çok benzeyen bir forma giyecek. 

Nereye Gidecek Bu Adam?


Chelsea'nin veteran yıldızı Didier Drogba takımdan ayrılma kararı aldı ve Chelsea resmi sitesinde bu kararı doğrulayan bir haber yaptı.

8 yıl sonra Londra'dan ayrılacak olan Drogba artık yeni maceralara atılmak istiyor. Onun istediği sürede ve miktarda kontratı sunabilecek ülkeler ise belli. Arap yarımadasındaki bazı ülkeler, Rusya, Çin, kim bilir belkide Türkiye. Gazetelerdeki manşetleri tahmin etmek ise hiç zor değil: Drogba tamam gibi!!!

22 Mayıs 2012 Salı

Euro 2012'ye Doğru - Stadyumlar


Ulusal ligler, Avrupa Ligi derken Şampiyonlar Ligi’de bitti ve bu sezon futbol adına asıl beklenen olayı olan Euro 2012’ye geldi sıra.

Hazırlıklar tamamlandı. Polonya ve Ukrayna misafirlerini bekliyor. İşte 31 maça ev sahipliği yapacak  arenalar:

National Stadium: Varşova – Polonya



Turnuvanın açılış karşılaşmasına ev sahipliği yapacak olan stadyumun yapımına 2008 yılında başlandı ve 2011’in Kasım ayında tamamlandı. Kapasitesi 58.500 ancak turnuvada güvenlik sebebiyle 50.000 kişiye düşürelecek. Ayrıca A grubundaki 3 maç, 1 çeyrek final ve 1 yarı final karşılaşması bu sahada oynanacak. Maliyeti 500 milyon Euro.





PGE Arena: Gdansk – Polonya 


Legia Gdansk takımının maçlarına ev sahipliği yapan bu mabedin kapasitesi ise 44.000 ancak turnuvada güvenlik sebebiyle 40.000 kişiye düşürülecek. C grubundaki 3 maç ve 1 çeyrek final karşılaşması burada oynanacak. Maliyeti 180 milyon Euro.






Municipal Stadium: Wroclaw – Polonya


Stadyuma Slask Wroclaw takımı ev sahipliği yapıyor ve normalde seyirci kapasitesi 42.771 ancak turnuvada güvenlik sebebiyle 40.000’e düşürülecek. Tribünlerde kat bulunmaması ve yine tribünlerin üstünün kapalı olmasıyla müthiş bir ambiyansa sahip. İki maçını bu sahada oynayacak olan Polonya takımı ev sahibi avantajını kullanabilir ki buna çok ihtiyaç duyacakları kesin. A grubundaki 3 maça ev sahipliği yapacak. Maliyeti 170 milyon Euro.





Municipal Stadium: Poznan – Polonya


Lech Ponzan ve Warta Poznan takımlarının ev sahipliğini yaptığı stadyumun seyirci kapasitesi 43.269 ancak turnuvada 40.000’lik kısmı kullanılacak. C grubundaki 3 maça ev sahipliği yapacak. Yenileme maliyeti 180 milyon Euro.





Lviv Arena: Lviv – Ukrayna


Yapımı 2011 kasım ayında tamamlanan stadyum seyirci kapasitesi bakımından turnuvanın en küçük stadı. 34.915 kapasiteli ve turnuvada 32.767’lik kısmı kullanılacak. B grundaki 3 maça ev sahipliği yapacak. Maliyeti 211 milyon Euro.





Metalist Stadium: Kharkiv – Ukrayna


Metalist Kharkiv takımının maçlarını oynadığı stadın seyirci kapasitesi 38.633 ancak malum sebeplerden dolayı turnuvada koltuk sayısı 35.000’e düşürülecek. B grubundaki 3 maça ev sahipliği yapacak. Atletizm pistine sahip olduğundan dolayı seyir zevki ve ambiyansı diğer stadlara nazaran düşük olabilir. Yenileme maliyeti 60 milyon Euro.





Donbass Arena: Donetsk – Ukrayna


2009 yılında yapımı tamamlanan stada Shakhtar Donetsk takımı ev sahipliği yapıyor. 51.504 kapasiteli ancak turnuvada 50.000 kapasiteyle hizmet verecek. D grubundaki 3 maçın yanı sıra 1 çeyrek final ve 1 yarı final maçına ev sahipliği yapacak. Maliyeti 400 milyon Dolar.





Olympic Stadium: Kiev – Ukrayna


Adı üzerinde bir olimpiyat stadı olan bu mabedin seyirci kapasitesi 70050 ve ülkenin en köklü takımı Dinamo Kiev maçlarını burada oynuyor. Tribünler zemine oldukça uzak olduğundan tam kapasiteyle hizmet verecek. D grundaki 3 maça, 1 çeyrek final karşılaşmasına ve final maçına ev sahipliği yapacak. Maliyeti ise yaklaşık 550 milyon Dolar.



20 Mayıs 2012 Pazar

Sermaye 9 Yıl Sonra Güldü


Yarı finalin şans verilmeyen ekipleri finale kaldığında Bayern Münih, saha avantajıyla birlikte açık ara favoriydi. Maç da bu durumu doğrular nitelikte oynandı. Bayern Münih topa sahip olan taraf olarak sağlı sollu ataklarla rakibinin üstüne giderken, Chelsea kaptığı toplarla kontra atağa çıkmak isteyen bir görüntü sergiledi. Hatta Chelsea için Barcelona karşısında oynadığı sıkıcı savunma oyununu oynadığını söyleyebiliriz. Sadece bu sefer Drogba sol bek değil, asıl yeri olan ileri uçta oynadı.

Dakikalar boyunca Chelsea yaptığı sıkı defans ile rakibini resmen uyuttu. İkinci yarının sonlarına girilirken Müller kafa golüyle Bayern Münih’i öne geçirdiğinde ise herkes bu işin bittiğini düşünmüştü. Ne de olsa finale yakışmayan futbolu oynayan Chelsea’nin, Bayern Münih’e cevap verebilecek görüntüsü yoktu ancak Drogba, Mata’nın kornerden ortasında kafayla topu ağlara göndererek maçı uzatmalara götürdü. Aynı Drogba uzatmalarda Ribery’e çelme takarak penaltıya sebep oldu ve deyim yerindeyse takımının ayağına sıktı ancak Cech, Robben’in penaltı vuruşunu kurtararak Chelsea’yi kupa için bir kez daha umutlandıran isim oldu.

Bu dakikadan sonra maçın başından sonuna kadar tempolu futbol oynayan ve iki dramatik olayla morali bozulan Bayernli oyuncular, oyunun kontrolünü kaybetti kaybetmesine ama Chelseali oyuncular maçın penaltılara gitmesinde bir sakınca görmedi.

Penaltı atışlarında iş Neuer ve Cech’e kaldı. Neuer 1, Cech 2 penaltı atışında kalelerini başarılı bir şekilde savundular lakin maçı uzatmalara götüren Drogba sıra kendisine geldiğinde penaltı atışını gole çevirerek kupa Londra’nın dedi.



Biri uzatmalarda olmak üzere üç penaltı atışını kurtarıp kupanın kazanılmasında en büyük paya sahip olan Petr Cech maçın adamı seçildi.

Kupa töreninde ise Türkiye’yi anımsatan bir görüntü vardı. Normalde Avrupa takımları kupa seramonisine katılırken takım yöneticileri ortalıkta görünmezdi ancak takımının bu kupayı kazanması için 1 milyar Euro’ya yakın parayı transfere ayıran Roman Abramovich bir futbolcu gibi kupayı kaldırarak Türk yöneticilere selam çaktı. Zaten Chelsea'yi satın alıp parasını hunharca harcamasının sebebi de bu anı yaşamak değil miydi!?


Chelsea’de ise garip olan takımın bu kupayı Avrupa’nın elit teknik direktörleriyle( Mourinho, Hiddink, Ancelotti) ile değil Villas Boas’ın yerine geçici olarak takımın başına geçen Roberto Di Matteo ile kazanılmasıydı. Genç teknik adam Kupa 1 ile beraber İngiltere Federasyon Kupası’nı da kazanarak teknik direktörlük kariyerine fırtına gibi başlamış oldu.

Chelseali oyuncular ise kilit oyuncuların yaşlanması sebebiyle neredeyse dağılmak üzere olan takımla Şampiyonlar Ligi’ni kazanarak 9 yılın sonunda zirveye yerleşmiş oldular.

Chelsea kupayı alarak hem yılın olayına imza attı hemde kupa sahibi kontenjanıyla önümüzdeki sene şampiyonlar liginde mücadele edeceğinden normal şartlar altında ligi 4. sırada bitirerek şampiyonlar ligine katılmaya hak kazanan ezeli rakibi Tottenham Hotspur’u da kupanın dışında bırakmış oldu. Yani şuan Londra'nın bir bölümü kutlama yaparken diğer bölümü yas tutuyor.

Ustalara Saygı


Juventus, Napoli ile oynanacak kupa finali karşılaşmasıyla aktif futbol yaşantısına nokta koyacak olan Alessandro Del Piero için ''KÜÇÜK'' bir jest hazırladı. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz logo 10'un anısına formalarda yer alacak.

Messi vs Ronaldo Şampiyonlar Ligi 2012 Finali Sırasında


İnsan İnsana Bunu Yapmaz

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Born Loser: Hector Raul Cuper

Arjantinli teknik direktör Hector Raul Cuper. Birçoğumuz onu oynattığı defansif futbol nedeniyle pek sevmeyiz. Hızla inişe geçen kariyeri sonrası kendisini unutmak üzereydik ancak sezon ortasında Orduspor'un başına gelmesiyle birlikte Arjantinli'yi tekrar hatırladık. Sezonun ilk yarısında inişli çıkışlı grafiği olsa da en azından malzemesine göre izlenebilir bir takım olan Orduspor'u oynattığı sıkıcı futbolla ligin antipatik takımlarından biri haline getirse de takımı ligde tutmayı başardı.


Malum sebeplerden dolayı erken biten lig sonrası, takvimi boşalan takımlar için üretilen kupada ise takımını finale çıkarmayı başardı aynı çirkin futbolla. Ancak finalde Gaziantepspor, bizlere Hector Raul Cuper'de değişmeyen tek şeyin oyun stili olmadığını hatırlattı.

İşte dünyanın en sıkıcı futbollarından birini oynatan Hector Raul Cuper'in kaybettiği finallerin listesi:

1999 Uefa Kupa Galipleri Kupası Lazio 2-1 Mallorca
1997-1998 MALLORCA ile İspanya Kral Kupası Barcelona 6-5 Mallorca penaltılarla
1999-2000 VALENCIA ile Şampiyonlar Ligi Real Madrid 3-0 Valencia
2000-2001 VALENCIA ile Şampiyonlar Ligi Bayern Münih 6-5 Valencia penaltılarla
2001-2002 INTER ile Serie A Son hafta Lazio'ya 4-2 yenilerek şampiyonluğu Juventus'a bıraktı
2009-2010 ARIS ile Yunanistan Kupası Panathinaikos 1-0 Aris
2011-2012 ORDUSPOR ile Spor Toto Kupası Gaziantepspor 3-1 Orduspor

18 Mayıs 2012 Cuma

Yerli Xavi

10 Şubat 1985 günü Hatay’da dünyaya gözlerini açtı. Tabi o zamanlar gittiği her takımın çehresini değiştireceğinden, saha içi lideri olacağından habersizdi Türkiye. Futbola da Hatay’da Karaağaç Belediyespor formasını giyerek başladı Selçuk İnan. Selçuk’taki cevherin farkına varan hocası onu, ülkemizin ender altyapıya yönelen kulüplerinden Çanakkale Dardanelspor’un seçmelerine gönderdi ve Selçuk İnan’ın serüveni böylece başlamış oldu. 2000 yılında başlayan Çanakkale Dardanelspor serüveninde 2,5 sezon paf takımda oynayan Yerli Xavi, Metin Tekin’in takımın başına geçmesiyle birlikte kendini A takımda buldu. Dört yıl Çanakkale Dardanelspor’un altyapısında oynadıktan sonra ise yine gençlerle çalışmayı seven Ersun Yanal tarafından 2005-2006 sezonunun devre arasında Manisaspor’a transfer edildi. Transferinden hemen sonra birçok kez forma giymeyi başardı. Diğer sezonda ise takımın vazgeçilmezlerinden oldu. 2007-2008 sezonunda ise artık Manisaspor’un kaptanıydı.


Selçuk İnan, kaptanlık yaptığı sezonda bireysel anlamda çok başarılı olmasına rağmen takımının küme düşmesine engel olamadı ve sezon sonunda İstanbul’a transfer olması beklenirken, kendisini Manisa’ya getiren hocası Ersun Yanal tarafından bu kez Trabzonspor’a transfer edildi.


 Trabzonspor’da da başarılı sezonlar geçiren Selçuk, Ersun Yanal’ın takımdan ayrılmasıyla kısa bir duraklama dönemine girse de, takımın efsanesi Şenol Güneş’in gelişiyle birlikte tekrar yükselişe geçti. 2010-2011 sezonunda ise Selçuk İnan Trabzonspor’da zirve yapmıştı. Burak Yılmaz’la olan uyumu sayesinde takımını yıllardan sonra tekrar şampiyonluk yarışına soktu ancak şampiyonluğu averajla Fenerbahçe’ye kaybettiler. Sezon sonu geldiğinde Selçuk İnan’ın sözleşmesi bitmişti. Yurtiçi ve yurtdışından sayısız teklif vardı ancak O, Fatih Terim’in dönüşüyle birlikte eski başarılı günlerini tekrar yakalamak isteyen Galatasaray’ın bir parçası olmaya karar verdi.


Fatih Terim’in yeni Galatasaray’ında tek yönlü orta sahaya yer yoktu ve Selçuk İnan’ın partneri olarak Juventus’tan Felipe Melo kiralandı.Sezonun ilk 6-7 haftasında Melo’nun biraz daha defansif bir görevle sahada yer almasından dolayı Selçuk İnan gerçek potansiyelini tam anlamıyla gösteremedi ancak Fatih Terim’in birazda kısır geçen dönemdeki asıl niyeti takım savunmasını oturtmaktı. Bu sancılı dönem geçildikten sonra Felipe Melo, Selçuk İnan’a daha yakın bir pozisyona geçti ve ikilinin uyumu sonrası Selçuk İnan sazı eline aldı. Ligi en yakın rakibinin 9 puan önünde bitiren ve son hafta ezeli rakibi Fenerbahçe’nin sahasında şampiyonluğu ilan eden Galatasaray’ın hem saha içi lideri oldu hemde Hagi’den sonra özlenen frikik gollerini taraftarına fazlasıyla tattırdı. Selçuk İnan, bu sezon Avrupa’da yer almayan Galatasaray’da toplam 40 kez sahaya çıktı. Bu maçlarda 13 gol atıp 11 kez asist yaptı. Attığı 13 golün 5’i serbest vuruştan geldi. Saha içindeki başarının yanı sıra saha dışındaki düzgün yaşantısıyla Selçuk, ilk sezonunda taraftarın sevgilisi oldu.


Şampiyonluğun ilan edildiği gece taraftarlar, Selçuk İnan’ın frikik antremanlarında baraj olarak kullandığı ‘’sarı adamları’’ hatıra olarak yürüterek :) ve Türk Telekom Arena’da yapılan şampiyonluk kutlamasında en çok onun adını haykırarak yıldız futbolcuya olan sevgilerini ve inançlarını birkez daha göstermiş oldular.

Artık Selçuk İnan'dan beklenen oynadığı futbolu Avrupa'da bir üst basamağa çıkartarak hem Galatasaray'ı hemde milli takımı uluslararası seviyede tekrar eski günlerine geri dönmesine katkıda bulunmak. O'nda bu başarıları bir üst basamağa çıkarabilecek özellikler de fazlasıyla mevcut.

Nike Football: Şimdi Benim Zamanım!

17 Mayıs 2012 Perşembe

Finali O Yönetecek

Şampiyonlar Ligi Finali'ni yönetecek hakem açıklandı. Portekizli Pedro Proença final için seçilen isim oldu.


42 yaşındaki başarılı hakem, 2003 yılından beri uluslararası karşılaşmalar yönetiyor ve ayrıca Portekiz Futbol Federasyonu tarafından 2006-2007 ve 2010-2011 sezonlarında yılın hakemi seçildi. 
Finalde Alman ve İngiliz ekipleri yer alacağından bu ülkelerin hakemleri maçta zaten görev alamayacaklardı. Cüneyt Çakır, Viktor Kassai gibi isimler de yarı finalde görev alınca ve Euro 2012'yi göz önünde bulundurduğumuzda Pedro Proença en doğru seçim gibi gözüküyor.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Premier Lig'de 20 Yılın Ardından


20 yılı tamamlayan Premier Lig'de çeşitli ödüller dağıtıldı:


En iyi oyuncu: Ryan Giggs > Manchester United ile toplam 909 lig maçı.

En iyi teknik direktör: Sir Alex Ferguson > Manchester United 1986 – Halen

En iyi takım: Arsenal > 2003-2004 sezonu namağlup şampiyonu

En iyi sezon: 2011/2012 > Şampiyon Manchester City

En iyi gol: Wayne Rooney > Manchester United – Manchester City Şubat 2011

En iyi kurtarış: Craig Gordon > Sunderland – Bolton Wanderers Aralık 2010

En iyi gol sevinci: Eric Cantona > Manchester United – Sunderland Aralık 1996

En iyi takımlar

Halk Oylaması: Peter Schmeichel, Ashley Cole, Tony Adams, Nemanja Vidic, Gary Neville, Ryan Giggs, Paul Scholes, Steven Gerrard, Cristiano Ronaldo, Thierry Henry, Alan Shearer.

Otoritelerin Seçimi: Peter Schmeichel, Ashley Cole, Tony Adams, Rio Ferdinand, Gary Neville, Ryan Giggs, Paul Scholes, Roy Keane, Cristiano Ronaldo, Thierry Henry, Alan Shearer.

En Başarılı Kaleci: David James > 173 maçta kalesini gole kapatarak.

En Başarılı Takım: Manchester United > 20 yılda 12 kez şampiyon.

15 Yıl Sonra

Fortuna Düsseldorf önümüzdeki sezon Bundesliga 1'de hem de 1996-1997 sezonundan sonra ilk kez.



Bu sezon Bundesliga 1'i 16. sırada bitiren Hertha Berlin'le oynadığı play off maçlarının ardından Greuther Fürth ve Eintracht Frankfurt'la beraber Lig 1'e yükselen 3. takım oldu.

15 Mayıs 2012 Salı

R.I.P. Fergie

Manchester City'nin Arjantinli yıldızı Carlos Tevez, şampiyonluk kutlamalarında R.I.P. Fergie yazılı bir pankart açarak Manchester United'da oynarken kendisini sık sık yedek bırakan eski hocasına mesaj yolladı.
Her ne kadar Carlos Tevez bu hareketinden sonra özür dilese de İngiltere Futbol Federasyonu'nun yıldız futbolcuya ceza vermesi bekleniyor.

Çalışılmış Pozisyon

Mehmet Topal Matador Olursa

Son Perde

2012 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali 15 Mayıs 2012 Saat 21:45'te

Bu stadyumda(Allianz Arena)


Bu topla oynanacak



About