31 Aralık 2012 Pazartesi

1-2 Ocak Maç Yayınları



1 Ocak Salı

14.45 West Bromwich Albion - Fulham / Lig Tv 3
17.00 Manchester City - Stoke City / Lig Tv 2
17.00 Wigan Athletic - Manchester United / Lig Tv 3
19.30 Southampton - Arsenal / Lig Tv 3

2 Ocak Çarşamba

21.45 Liverpool - Sunderland / Lig Tv 3
22.00 Newcastle United - Everton / Lig Tv 2

Kaynak: TribünDergi

28 Aralık 2012 Cuma

29-30 Aralık Maç Yayınları



Yılbaşının yaklaşması ve liglerin devre arasına girmesi sebebiyle futbol maçlarının sayısında hayli düşüş var. Futbolseverler ve iddaacılar tabiki bu durumdan hoşnut değil. Allah İngilizler'den razı olsun ki durmak yok yola devam demişler.

29 Aralık Cumartesi

14.45 Sunderland - Tottenham / Lig Tv 3
17.00 Manchester United - West Bromwich Albion / Lig Tv 3
17.00 Norwich - Manchester City / Lig Tv 2
19.30 Arsenal - Newcastle United/ Lig Tv 3

30 Aralık Pazar

15.30 Everton - Chelsea Lig Tv 2
18.00 Queens Park Rangers - Liverpool / Lig Tv 2


91: Lionel Messi

Lionel Messi'nin 2012 yılında attığı 91 golün izdüşümü:


24 Aralık 2012 Pazartesi

Chelsea 8-0 Aston Villa

Chelsea, Aston Villa'yı 8-0'la geçti. Tam 7 farklı oyuncunun gol attığı maçtan birkaç fotoğraf ekledim:






İlk Yarının Ardından

Trabzonspor maçıyla birlikte devreyi kapattık. Pek de hoş olmayan 90 dakika sonunda maç 0-0 bitti ve şimdilik 3 puan farkla liderliği elinde bulunduran ve Şampiyonlar Ligi'nde Schalke 04 ile çeyrek final mücadelesi verecek bir Galatasaray var.

Sezon başında bu tabloyu önümüze serseler ve sizi direk aralık sonuna ışınlayalım deseler kabul etmek gerekirse ilk zıplayan ben olurdum. Yeni oluşum içerisindeki takımın ilk denemesinde ŞL grubunu 2. tamamlayarak üst tura yükselmesi başarıdır. Rakip olarak Schalke 04 ile eşleşmesi ise kura şansı. Çeyrek final? Neden olmasın!

İşin lig boyutu liderlik olmasına rağmen o kadar tatlı görünüme sahip değil. Beşiktaş'ın maddi sorunlar yaşadığı ve Fenerbahçe'nin başkan, td, kaptan skandallarıyla boğuştuğu bir sezonda çok daha büyük bir puan farkıyla kapatılmalıydı ilk yarı. Hoca ve yönetim de aynı şekilde düşünüyor olmalılar ki ilk yarının son haftalarına girilirken transfer kokuları iyice yayılmaya başladı. Kaka? Tabiki çok isteriz. Maddi boyutunu çözsek bile adam Real  Madrid'den ayrılmak istemiyor. Kaka seviyesinde transfer yapacak futbolcu sayısı zaten 1 yada 2. Onların da Türkiye'ye transfer olma ihtimalleri derken yaratıcı orta saha oyuncusu transferi devre arasında gerçekleşmeyebilir. Ujfalusi'nin sakatlığı sonrası son dakika Cris yaması tutmadı. Büyük ihtimalle devre arası yollar ayrılır diye düşünüyorum. O zaman nasıl döneceği belli olmayan ve sezon sonunda futbolu bırakacağını söyleyen Ujfa'nın yerine yabancı kaliteli bir stoper alınabilir. Ve yine Eboue ayarında bir sol bek mümkün olabilir. Böylece bu sene geçtiğimiz sezonun çok çok üstüne koyan Albert Riera'yı da gerçek bölgesi olan orta sahada izleme şansı bulabiliriz. Amrabat kanserinden kurtulmak da cabası. 

Fatih Terim'in transfer yapmış olmak için oyuncu almayacağız. Nokta atış düşünüyoruz sözlerinden kendini ispatlamış isimlerin peşinden gideceğimiz anlamını çıkartabiliriz. İşin ekonomik boyutu da devreye girince 1 transferden fazlası zararlı olabilir. Ayrıca sindire sindire büyümek de Galatasaray için en doğrusu olacaktır.

21 Aralık 2012 Cuma

21-22-23 Aralık Maç Yayınları




21 Aralık Cuma

20.00 Beşiktaş - Kayserispor / Lig Tv
20.00 Akhisar Belediyespor - Orduspor / Lig Tv 2
21.00 Valencia - Getafe / Ntv Spor
23.00 Atletico Madrid - Celta Vigo / Ntv Spor

22 Aralık Cumartesi

14.45 Wigan - Arsenal / Lig Tv 3
15.00 Kasımpaşa - İBB / Lig Tv
16.00 Sampdoria - Lazio / Trt Spor
17.00 Manchester City - Reading / Lig Tv 3
19.00 Valladolid - Barcelona / Ntv Spor
19.00 Fenerbahçe - Kardemir Karabükspor / Lig Tv
19.30 Liverpool - Fulham / Lig Tv 3
21.00 Malaga - Real Madrid / Ntv Spor

23 Aralık Pazar

13.00 Sivasspor - Sanica Boru Elazığspor / Lig Tv
15.30 Swansea - Manchester United / Lig Tv 3
16.00 Gaziantepspor - Mersin İdman Yurdu / Lig Tv 2
16.00 Bursaspor - Gençlerbirliği / Lig Tv
18.00 Chelsea - Aston Villa / Lig Tv 3
19.00 MP Antalyaspor - Eskişehirspor / Lig Tv 2
19.00 Trabzonspor - Galatasaray / Lig Tv

17 Aralık 2012 Pazartesi

Herşey Unutulur Hatıralar Kalır Size Her Mayıs Bizi Hatırlatır

Neresinden başlasam bilmiyorum. Maç öncesinde dibine kadar heyecan ve inceden bir rahatlık vardı. Heyecanım koreografi ile kat be kat arttı.

 

 Bu koreografiden sonra ise Fatih Terim'in verdiği poz muhteşemdi:


Bu son koreografi Ultraslan'ın tartışmasız yaptığı en güzel koreografiydi. Verdiği mesaj, aslanın gülüşü, arka fonda çalan müzik... Nurettin Kantarelli bu koregrafiden çok malzeme çıkartır. Neyse maça dönelim... Galatasaray, maça fırtına gibi başladı. Golün geleceği zaten belli olmuştu. Rakibin kendi kalesine attığı golle öne geçmeyi sevmem ama Bekir öyle güzel bir kafa vuruşu yaptı ki kendi bile sevinmiştir. Rakip kaleye böylesine net kafa vuruşu yapmıyor sonuçta. Al bak video burada:

 

Golden sonra takım geriye çekildi. Bazıları bunu ''frene basmak'' olarak dile getirdi ama bu bildiğin el frenini çekmek gibi bir şeydi. 1-0 önde her atağında gole yaklaşan takım nedense birden kendi ceza sahasına gömülmemeli. Özellikle Galatasaray gibi oynamayı seven bir takım asla geriye yaslanmamalı. Tekrarlıyorum bahsettiğim şey denge oyunu değil. Onu kabul edebilirim ama kendi ceza sahasının önünde beklemeyi asla. Zaten ben bunları düşünürken Hasan Ali Kaldırım, kariyerinin ilk golünü dengede durabilmek için kullandığı sağ ayağıyla, hem de gelişine, hem de ceza sahasının dışından attı. Bu dakikadan sonra oyun gerçekten dengede gitti. Tekrar golü düşündüğümüz anda Selçuk, ceza sahası önünde Cristian'ın müdahalesiyle yerde kaldı ve akıllara geçen sezon Süper Final'de Selçuk'un aynı noktadan yine Fenerbahçe'ye ama diğer kalenin örümcek ağlarını temizleyerek attığı gol geldi. Serbest vuruşta ters köşe yapanını da kolay kolay göremezsiniz arkadaşlar. Kaptan döşemiş bize de paylaşmak düşer:

 

 Bu golden sonra oyun bu sefer dengede devam etti. Fenerbahçe belkide uzun yıllardan sonra Galatasaray'a karşı ilk kez bu kadar dengeli oynayabildi. Bunda tabiki sarı-kırmızılıların farkı ikiye çıkaran golü bulamamasının etkisi büyüktü. Maçı bitiren hareket ise gol olmadı. Oyuna sonradan giren Yekta'nın Fenerbahçeli futbolcuları pazara gönderdiği pozisyonda Meireles'in yaptığı faul sonrası kırmızı kart görerek oyunu terk etmesi oldu. Zaten oyun anlayışı iki ön liberolu kontrol futbolu olan takım, en büyük dişlisini kaybetmişti ve geride olduğu için de maçı çevirme şansı yoktu. Galatasaray, bu dakikadan sonra Selçuk ve Melo'nun ayağa pas oyunuyla 90 dakikayı bitirdi ve ligdeki puan farkını maç fazlasıyla 5'e çıkarttı(MP Antalyaspor'un bir maçı eksik ve kazandığı takdirde puan farkı 2'ye inecek).

 HERŞEY UNUTULUR HATIRALAR KALIR, SİZE HER MAYIS BİZİ HATIRLATIR!!!

13 Aralık 2012 Perşembe

Radamel Falcao: Nam-ı Diğer Tiger

Hiç kuşkusuz dünya futbolunun 1 numarası Lionel Messi, 2 numara ise Cristiano Ronaldo. Ama bir adam var ki en azından benim için ''Gerçek'' Ronaldo'dan sonra gelmiş en büyük 9 numaralardan biri. Yani Atletico Madrid'in Radamel Falcao'su.

Serüveni Millonarios Bogota'nın 19 yaş altı takımında başlayan Kolombiyalı'yı fark eden ilk kulüp Arjantin'in en büyüklerinde River Plate oldu. 19 yaşında Arjantin'e transfer olan Falcao, dört buçuk yılın ardından oyuncu parlatma merkezi Porto'nun yolunu tuttu. Porto'daki serüveni River Plate'ten biraz daha kısa oldu. İki yılını da Portekiz'de olgunlaşarak geçiren Radamel Falcao, Avrupa Ligi'ni kazanan takımın en büyük parçasıydı. Aslında kendisini transfer etmek isteyen birçok takım olmasına rağmen Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz yüzünden elit takımlar kendisi için Porto'nun biçtiği bonservis bedelini ödemek istemedi. Yalnızca başaltı diyebileceğimiz ve Sergio Agüero'yu Manchester City'e satarak kasasını dolduran Atletico Madrid dışında. Ki Atletico Madrid, Kolombiyalı forvetin bonservis bedeline 47 milyon Euro ödediği için asla pişman olmayacaktı.

Gregorio Manzano yönetiminde sezona kötü başlayan Atletico Madrid, zararın neresinden dönersek kardır diyerek eski futbolcusu Diego Simeone'yi takımın başına getirdi ve Atletico Madrid eski başarılı günlerine dönüş sinyali vermeye başladı.

Atletico, 2011-12 sezonunda Avrupa Ligi'ni kazanma başarısı gösterirken Falcao'da ligde oynadığı 34 maçta 24 gol 4 asist, Avrupa Ligi'nde ise 12 gol 2 asistlik performanslarıyla takımının en önemli ismi oldu.

Taraftarların ''kaplan'' lakabını taktığı Falcao 2012-13 sezonuna da iyi bir başlangıç yaptı ve takımının Barcelona'yı şampiyonluk yolunda kovalamasını sağlamak için hergün bir diğerinden muazzam performanslar sergiliyor.















Bu sezon La Liga'da 14 maça çıkan ''9 numara'' 16 gol atıp 1'de asist yaptı. Maç başına 3,7 şut çeken forvetin iki şutundan birinde isabet kaydediyor. Ayrıca söz konusu şutları gole dönüştürmesi oranı ise %30,8. Takım arkadaşlarına verdiği gollük paslar maç başına yalnızca 1 ve maç başına 20.6 pas ortalamasına sahip. Normal bir bakış açısıyla bu kalitede bir forvet için bu iki istatistiğin Falcao için yetersiz olduğunu söyleyebiliriz ancak oluşan bu durumun biraz da Atletico Madrid'in oyun düzeninden kaynaklandığını söylemeliyiz. Radamel Falcao topla buluştuğunda  ilk önce ''nasıl gol atabilirim?'' sorusuna cevap aradığı için takım arkadaşlarını oyuna dahil etmek golü atamayacağından kesin emin olduğu anlarda düşündüğü bir seçenek. Ayrıca Atletico Madrid'de oyunu tamamen rakip ceza sahasına yıkan ve Barcelona yada Real Madrid gibi top kontrolünü oyunun tamamında elinde tutan bir takım değil. Oynadığı maçların hemen hepsinde top kontrolünü rakibe bırakmayı tercih ediyorlar.

En son geçtiğimiz hafta Deportivo La Coruna ağlarına 5 gol birden bırakarak Atletico Madrid adına bir maçta en fazla gol atan oyuncu ünvanını eline geçiren yıldız forvetin bonservisi de maç sonrasında kulüp başkanı tarafından belirlenmiş oldu. Başkan Enrique Cerezo, Kolombiyalı'yı kadrosuna katmak isteyen kulüplerin 60 milyon Euro'yu gözden çıkarması gerektiğini belirtti. 60 milyon Euro kendi özelinde çok uçuk bir bedel. Ancak Atletico Madrid'e 47 milyon Euro'ya transfer olan ve bu dönemden itibaren sürekli üstüne koyan bir futbolcu için normal gibi görünüyor. Ayrıca Arap sermayesinin de şişirdiği bonservis bedelleri Cerezo'nun avuçlarının kaşınmasına sebep olmuş gibi görünüyor.

Şahsen Radamel Falcao'nun sezon ortasına başka bir takıma transfer olmasını beklemiyorum ancak sezon sonunda Real Madrid, Manchester City, Chelsea, PSG gibi uçuk transfer yapabilme potansiyeline saihp takımlar Atletico'nun kapısını aşındırabilir.

9 Aralık 2012 Pazar

Sivasspor 1 - 3 Galatasaray

Aslında herkesi çok fazla düşündüren bir deplasmandı Sivas. Umut'un golüyle gelen bünyedeki rahatlama Erman'ın uzaktan plasesiyle yerini yeniden endişeye bırakmıştı. Derken arka arkaya gelişen ataklarda Sivasspor golü bulamayınca futbolun yazılı olmayan kuralı bir kez daha işledi: ''Atamayana atarlar.'' Burak Yılmaz'ın attığı golle Galatasaray maçta bir kez daha üstünlüğü eline geçirdi ve bir daha bırakmadı. İkinci yarıda Umut, kendisinin ikinci takımın üçüncü golünü atarak Galatasaray'ın zorlu deplasmandan puan kaybı almadan ayrılmasını sağladı.

Bu galibiyetin rotasyonla birlikte gelmesi ise biraz daha önemliydi. Zorluk seviyesi yüksek bir maçta ideal kadrodan Muslera, Riera, Hamit ve Elmander'in olmadığını düşünürsek neredeyse takımın yarısının olmadığı bir maçta iki farklı bir skor gayet sevindirici. Avrupa'da yoluna Şampiyonlar Ligi'nde devam eden ligde lider bir Galatasaray. Tabiki oyun olarak daha fazlasını talep edebilmek mümkün ama haksızlık etmeye de gerek yok. Güzel bir sezon daha geçiriyoruz.

Beşi Bir Yerde: Los Galacticos




7 Aralık 2012 Cuma

7-8-9 Aralık Maç Yayınları



7 Aralık Cuma

20.00 Beşiktaş - Eskişehirspor / Lig Tv
20.00 Sanica Boru Elazığspor - Mersin İdman Yurdu / Lig Tv 2
21.30 Hamburg - Hoffenheim / Trt Haber

8 Aralık Cumartesi

14.00 Kasımpaşa - Gençlerbirliği / Lig Tv
16.00 Gaziantepspor - Kardemir Karabükspor / Lig Tv 2
16.30 Borussia Dortmund - Wolfsburg / Trt Hd
16.30 Augsburg - Bayern Münih / Trt Haber
17.00 Arsenal - WBA / Lig Tv 3
17.00 Sunderland - Chelsea / Premier League Tv
19.00 Malaga - Granada / Ntv Spor
19.00 Bursaspor - Orduspor / Lig Tv 2
19.00 Sivasspor - Galatasaray / Lig Tv
19.30 Eintracht Frankfurt - Werder Bremen / Trt Haber
21.00 Valladolid - Real Madrid / Ntv Spor

9 Aralık Pazar

15.30 Manchester City - Manchester United / Lig Tv 3
16.00 Trabzonspor - Kayserispor / Lig Tv
18.00 West Ham United - Liverpool / Lig Tv 3
18.30 Hannover 96 - Bayer Leverkusen / Trt Haber
19.00 Fenerbahçe - İstanbul Büyükşehir Belediyespor / Lig Tv
19.00 Akhisar Belediyespor - Medical Park Antalyaspor / Lig Tv 2
20.00 Atletico Madrid - Deportivo La Coruna / Ntv Spor
22.00 Real Betis - Barcelona / Ntv Spor

6 Aralık 2012 Perşembe

Gözden Düşen Hollandalı: Wesley Sneijder


Dünyanın önde gelen istatistik firmalarından whoscored, bugünlerde adı Fenerbahçe ile sık sık anılan Wesley Sneijder hakkında güzel bir çalışma yapmış.

Hollandalı oyuncu, altyapısında yetiştiği Ajax'ta çok başarılı sezonlar geçirdi ve genç yaşta takımının kaptanı olup Eredivisie'nin en başarılı isimleri arasında yer alırken Avrupa'nın da elit takımlarının dikkatini çekmeyi başardı ve 27 milyon Euro'luk bonservis bedeliyle Real Madrid'in yolunu tuttu.

Real Madrid'deki ilk senesi olan 2007-2008 sezonun da gayet başarılı bir performans sergiledi ve toplamda oynadığı 51 resmi karşılaşmada 13 gol atıp 13 de asist yaptı. Ancak ikinci sezonunda işler Real Madrid'de kötü gitti ve bu durum Hollandalı'nın da istatistiklerini düşürdü. Yıldız futbolcu 2008-2009 sezonunda 33 maç çıkıp 2 gol 2 asistlik performans sergileyince İspanya'dan ayrılmak zorunda kaldı ve İtalya'nın yolunu tuttu.

İtalya'da ise kariyerinin en iyi sezonlarını geçirdi. İtalya'da şampiyonluklar, Şampiyonlar Ligi kupası ve milli takımı ile Dünya Kupası finaline kadar yükselme başarısı gösterdi.


Whoscored'un yaptığı analiz ise Hollandalı'nın Real Madrid performansına çok benziyor. Yıllık ücretinde yapılan indirimi kabul etmediği için kadro dışı bırakılan Sneijder'in oynadığı maç sayısındaki düşüş zaten gözler önünde. Geçtiğimiz iki sezonda toplam 45 Serie A maçına çıkan oyuncu bu sezon ligde yalnızca 5 kez forma giyebilmiş. Tabi bu durum attığı golleri ve yaptığı asistleri de etkilemiş ve yıldız oyuncunun geçtiğimiz iki sezonda yakaladığı 4 gol ve 5 asistlik istatistik yerini 1 gol ve 1 asiste bırakmış. Ancak bunun dışındaki istatistiklerinde büyük dalgalanmalar görünmüyor. Şut yüzdesinden, yaptığı isabetli ortalara kadar hemen hemen bütün istatistikleri kabul edilebilir dalgalanmalar içerisinde. 

Hollandalı yıldızın Inter'den ayrılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Devre arasında yada sezon sonunda hangi takıma gideceği bilinmez ama henüz 28 yaşında olan ve ''world class'' olarak tabir edilen kalite düzeyinde bir futbolcuyu hangi teknik direktör veya taraftar takımında görmek istemez ki?

Braga 1 - 2 Galatasaray





3 Aralık 2012 Pazartesi

Edinson Cavani Saymaya Devam Ediyor


Edinson Cavani, Napoli'nin Pescara'yı 5-1 yendiği maçta biri penaltıdan olmak üzere iki gol atarak galibiyetin baş mimarlarından oldu. Uruguaylı yıldız forvet bu sezon takımıyla çıktığı 17 resmi maçta 17 gol atarak yine takımının en önemli ismi olduğunu ispatladı ve istatistiklerine 2'de asist ekledi.

Belki de bu sezon sonunda Cavani'nin yeni bir ülkede Şampiyonlar Ligi Kupası için mücadele eden bir takıma transferine şahit olabiliriz.

David Beckham Kupayla Veda Etti


David Beckham, Amerika kariyerine son noktayı koydu. Şimdi ne yapacak? Acaba Çin'e veya Avustralya'ya gidip para saymaya devam mı edecek yoksa Avrupa'ya mı dönecek? Bunlara henüz cevap bulamıyoruz. Neyse bu da Beckham'ın Amerika'daki son maçının görüntüleri:

30 Kasım 2012 Cuma

30 Kasım - 3 Aralık Maç Yayınları


30 Kasım 2012 Cuma
20.00 Galatasaray - Gaziantepspor  Lig Tv
21.30 Fortuna Düsseldorf - Eintracht Frankfurt  Trt Haber
1 Aralık 2012 Cumartesi
14.45 West Ham United - Chelsea  Premier League Tv
16.00 Kardemir Karabükspor - Elazığspor  Lig Tv
16.30 Schalke 04 - Mönchengladbach  Trt Haber
19.00 Akhisar Belediye - Bursaspor  Lig Tv 2
19.00 Orduspor - Beşiktaş  Lig Tv
19.30 Bayern Münih - Borussia Dortmund  Trt Haber
19.30 Reading - Manchester United  Premier League Tv
21.00 Barcelona - Athletic Bilbao  Ntv Spor
23.00 Real Madrid - Atletico Madrid  Ntv Spor
2 Aralık 2012 Pazar
13.30 İstanbul Büyükşehir Belediyespor - Sivasspor  Lig Tv
16.00 Antalyaspor - Mersin İdman Yurdu  Lig Tv
16.00 Lazio - Parma  Trt Spor
16.30 Hoffenheim - Werder Bremen  Trt Haber
18.00 Deportivo La Coruna - Real Betis  Ntv Spor
18.00 Norwich - Sunderland  Premier League TV
19.00 Eskişehirspor - Kasımpaşa  Lig Tv 2
19.00 Kayserispor - Fenerbahçe  Lig Tv
3 Aralık 2012 Pazartesi
20.00 Gençlerbirliği - Trabzonspor  Lig Tv
22.00 Newcastle United - Wigan Athletic  Premier League Tv  

GSStore'dan Yeni Kulaklıklar





Hepsi birbirinden güzel olmuş. Zaten GsStore'da yeniden yapılanma sonrası gerçekten kaliteli ürünler çıkmaya başladı. Halkaya kulaklıklar da eklenmiş. Ürünler hakkında daha fazla bilgi almak isteyen tıklasın.

29 Kasım 2012 Perşembe

Ballon d'Or Ödülü İçin Adaylar Üçe İndi


Ballon d'Or ödülü için aday sayısı 3'e indi. Tabiki isimler; Cristiano Ronaldo, Andres Iniesta ve Lionel Messi.

Hatırlatma: Yine bu üçlünün aday olduğu UEFA Yılın Futbolcusu Ödülü İspanyol Andres Iniesta kazanmıştı.

Galatasaray Kuban'ı Yendi


İlk maçta hava muhalefeti nedeniyle takım son dakikada Rusya'ya gidebilmiş ve yorgunluk sebebiyle Kuban'a 91 - 66 yenilmiştik. İlk maçın ertelenmemesi sebebiyle ortam gerildi ve rövanş çok büyük bir önem kazandı. Takım bu durum karşısında çok sağlam bir performans ortaya koydu ve 24 sayı farkla maçı 76-52 kazandı.


Her ne kadar 1 sayı farkla ikili averajda Kuban'ın gerisinde kalsak ve grup birinciliğini büyük ihtimalle kaybetsek de hem Kuban hemde kupayı gerçekten isteyen diğer takımlara ciddi bir gözdağı vermiş olduk.


Biraz da tribünlerden söz etmek gerekir. Geçtiğimiz yıl Euroleague'de oynanan maçlardaki kadar doluluk olmasa da yine hatırı sayılır bir seyirci vardı Abdi İpekçi'de ve gerçekten takıma çok iyi destek oldular. Eğer aynı gün kadın voleybol takımımızın Fenerbahçe ile maçı olmasaydı tribünler daha dolu olabilirdi diyebiliriz. Bu arada Fenerbahçe maçı da Galatasaray'ın 3-1 üstünlüğü ile sona erdi.

28 Kasım 2012 Çarşamba

Gheorge Hagi'nin Oğlu Ianis Hagi

Gheorge Hagi'nin oğlu Ianis Hagi, Romanya 15 Yaş Altı Milli Takımı'nda 10 numara giyiyor, kaptanlık yapıyor ve Türkiye 15 Yaş Altı Milli Takımı'na attığı gole de bakın:


Çileği uzaklarda aramaya gerek yok gibi :)

David Beckham Amerika'dan Ayrılıyor


2007 yılının temmuz ayında Los Angeles Galaxy'e transfer olduğunda yer yerinden oynamıştı. Avrupa futboluyla rekabet edemeyen ABD futbolu, yapabileceği en mantıklı işi yapmış ve futbolun en medyatik yüzünü yeni kıtaya getirmişti. 

Ve artık David Beckham'ın Amerika macerası da son buluyor. 1 Aralık'ta oynanacak lig finaliyle birlikte sözleşmesi sona erecek olan oyuncu futbol hayatına Çin, Avustralya yada Avrupa'da devam edecek. Heyecanla bekliyoruz...

27 Kasım 2012 Salı

Milan'ın Yeni Gözdesi: Stephan El Shaarawy

Geçtiğimiz sezon sadece değişik saç stiliyle dikkat çekiyordu. Bu sezon ise attığı goller saçlarının önüne geçti. Evet, Milan'ın son gözdesi Stephan El Shaarawy'den bahsediyoruz.


Bu sezon gerçekten Milanlılar dışında kimsenin böylesine bir çıkış yapmasını beklemediği Mısır asıllı İtalyan futbolcu, geçtiğimiz sezonlarda ofansif orta saha olarak görev alırken bu sezon attığı goller ve gösterdiği performansla daha ileride oynamaya başladı. Forvetin her bölgesinde de oynayabileceğini gösterdi.

Milan taraftarları Mısır asıllı oyuncuya ''Il Faraone'' yani firavun lakabını uygun görmüş. Zaten tipe bakınca da buram buram orta doğu koktuğunu anlayabiliyorsunuz. 

El Shaarawy, Milan'ın Zenit'i deplasmanda 3-2 yendiği maçta attığı golle takımının Şampiyonlar Ligi'nde gol atan en genç oyuncusu ünvanını eline geçirdi. Formda futbolcunun bu sezon ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı 19 maçta 12 golü bulunuyor. Fakirlikten elde avuçta ne varsa satan Milan için aranan kan bulunmuş gibi.

Eski Efsaneler Yenisine Karşı Gelemiyor


Adam king beyler. Hadi dağılalım.

26 Kasım 2012 Pazartesi

Bayernliler Uyurken

Di Matteo'ya Saygı Kuşağı


Chelsea'nin sahibi Roman Abramovich, Roberto Di Matteo'yu kovduktan sonra apar topar Rafa Benitez'i takımın başına getirmişti. Takım, yeni hocasıyla ilk maçında evinde Manchester City'le oynadı ve maç golsüz eşitlikle sona erdi.

Aslında Manchester City maçın bazı bölümlerinde rakibine karşı ciddi bir üstünlük kurdu ve galibiyeti kaçıran taraf oldu. Bu kare de Roberto Di Matteo'ya yapılanın haksızlığın kanıtı niteliğindeydi. Rafa Benitez, ne kadar başarılı olur bilinmez. Zaten takımın başına sezon sonuna kadar idare etmesi için getirildiği de biliniyor. Roman Abramovich'in yaz aylarına kadar Pep Guardiola'yı ikna etmek istediği de bilinen bir gerçek ve sezon sonuna kadar Roberto Di Matteo'nun laneti Rafa Benitez'i bir gölge gibi izleyecek.

25 Kasım 2012 Pazar

Messi Saymaya Devam Ediyor


Barcelona Levante karşısında kazanarak ligde liderliğini sürdürdü ve Real Madrid'le puan farkını 11'e çıkardı. İspanya'da bu iki takım dışında bir takımın şampiyon olma şansı pek mümkün görünmüyor. Atletico Madrid şimdilik Barcelona'nın 3 puan gerisinde şampiyonluk şansını sürdürse de Arda'nın da söylemlerinden hatırladığımız kadarıyla gerçekçi hedefleri Şampiyonlar Ligi'ne katılabilmek.

Barcelona'nın Real Madrid'le arasındaki puan farkını bu denli açmasının sebebi ise hepimizin bildiği gibi Messi. Arjantinli yıldız Levante karşısında kazanılan 4-0'lık maçta yine perdeyi açan isim oldu ve arkasından ikinci golü de bularak takımını rahatlattı.

2012 yılında attığı gol sayısını 82'ye çıkaran Messi 31 Aralık'a kadar oynanacak 6 resmi maçta 4 gol daha bulması halinde Gerd Müller'e ait rekoru kırmış olacak.

Elazığspor - Galatasaray Karşılaşması Özeti


24 Kasım 2012 Cumartesi

Pitbull'du Panter Oldu



Galatasaray, hafta içinde oynadığı Manchester United karşılaşmasından sonra Elazığspor deplasmanından da enteresan bir maç sonuyla 3 puanı alarak ligde liderliğini sürdürdü.

Fatih hocanın yaptığı rotasyon ve takımın bu sezon lig maçlarında gösterdiği yavaş oyun sebebiyle ilk yarı Galatasaray'dan beklentiler özellikle ilk yarı boşa çıkmıştı diyebiliriz. Elle tutulur pek bir şey bulamadık.

İkinci yarıda ise Riera'nın sol kanattan yaptığı ortada Ivesa'nın ıskaladığı top Yekta'ya çarptı ve kaleye yöneldi. Yekta topu çizgide de tamamlamış olabilir yada çarpan top direk ağlara gitmiş olabilir. Galatasaray bu golle öne geçti ve arka arkaya bulduğu pozisyonlarla ikinci golü aradı ancak Emre, Yekta, Aydın ve Umut'la yakalan ancak akıl almaz şekilde kaçırılan pozisyon sonrasında maçın sonu geldi çattı.

Son dakikada Muslera'nın hatalı çıkışı sonrasında Elazığspor penaltı kazandı ve Muslera bu pozisyonda kırmızı kart ile cezalandırıldı ki bana göre karar sarı kart olmalıydı ama Özgür Yankaya takdir hakkını kırmızıdan yana kullandı.

Galatasaray'ın değişiklik hakkı kalmadığı için kaleye Felipe Melo geçti ve Göksu'nun kullandığı penaltı vuruşunda top sağ köşeden çıkartıp üç puanı Galatasaray'a getirdi. Belki bu sezon Melo'dan oyun anlamında beklediğimiz performansları henüz izleyememiş olsak da Manchester United karşısında gol öncesi isyanı ve penaltı pozisyonunda sorumluluktan kaçmıyor olması eski Melo'nun dönmek üzere olduğunun sinyali gibi görünüyor.

Nesine'den Müthiş Uygulama


Nesine.com 55 ligin maçlarını websitesinden canlı olarak yayınlamaya başladı. Bahis tutarınız ne olursa olsun yaptığınız kuponlarda yer alan maçların varsa canlı yayını websitesi üzerinden takip edebileceksiniz. Ayrıca kuponunuz yatsa bile diğer maçları da izlemeye devam edebiliyorsunuz.

Nesine'yi yaptığı bu müthiş yenilikten dolayı tebrik ediyorum ve diğer sitelerdeki hesaplarımı askıya alıp bahis oynamaya Nesine üzerinde devam etmeye başlıyorum.

Pirlo Başkan Huzursuz


23 Kasım 2012 Cuma

Valencia 2013 Forması


Barcelona ve Real Madrid'den sonra tartışmasız son yılların en başarılı İspanyol kulübü olan Valencia, haftasonu Malaga maçına yeni formalarıyla çıkacak. Oldukça başarılı bir forma. Hollanda'nın dizaynlarını hatırlatsa da turuncu Valencia'nın da her zaman kullandığı renklerden. Başarısız deplasman ve alternatif formalar üreten ülke kulüplerimizin dikkatine.

Futbol Emektir


Futbol oynamak için Nike, Adidas veya Puma'nın teknolojinin son harikası bir futbol topu üretmesine gerek yoktur. Bazen çam ağacından düşen bir kozalak yada fotoğraftaki gibi bir top size müthiş anlar yaşatabilir...

22 Kasım 2012 Perşembe

Rafa Benitez Chelsea'de

''Chelsea gerçekten büyük bir kulüp ancak teknik direktörlük görevine devam ettiğim Liverpool'a olan saygımdan dolayı her ne sebepten olursa olsun Chelsea'de çalışmayacağım.'' Rafa Benitez - 2007


Liverpool taraftarı Fernando Torres'in Chelsea'ye transferi sonrası oldukça kızmış ve Fernando Torres formalarını yakarak İspanyol futbolcuya olan tepkilerini göstermişlerdi. Umarım Rafa Benitez, ligin 34. haftasında Anfield Road'da oynanacak maça kadar görevinin başında kalır da bizde renkli ve bol tepkili bir mücadele izleriz.

21 Kasım 2012 Çarşamba

Galatasaray 1-0 Manchester United


Aslında koregrafi maçın özeti gibiydi. 1993 yılındaki eşleşmeye atıfta bulunan Ultraslan, galibiyetin parolasını çıkarmıştı. İlk yarı o kadar olmasa da ikinci yarı güzel futbol ve Burak'ın golüyle gelen galibiyet Şampiyonlar Ligi serüveninin devam etmesini sağladı.


20 Kasım 2012 Salı

Manchester United Maçına Saatler Kala


Tam wallpaperlık bir çalışma olmuş. Resmi siteyi tebrik etmek gerek. Arka fonda çalan ŞL müziğiyle birlikte enfes.

14 Kasım 2012 Çarşamba

13 Kasım 2012 Salı

3 Numara İBB'ye Gitti




Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlük kariyerine Gençlerbirliği'ndeki yardımcı antrenörlük serüveninden sonra 2007 yılında Kayseri Erciyesspor ile başlamıştı Bülent Korkmaz. Hatırı sayılır bir performansa rağmen takımın kümede kalmasını sağlayamamıştı ama futbolculuğunda olduğu gibi hocalığında da başarılı bir performans çizebileceğinin ilk sinyallerini vermişti.

Kayseri Erciyesspor'dan sonra arka arkaya yanlış tercihlerle önce Bursaspor ve Gençlerbirliği'nde kısa süreli olarak çalıştı fakat başarılı olamadı.

Bu iki başarısız dönemin ardından Galatasaray'ın sıkıntılı süreçlerinden birinde takımın başına geldi. O takımla aslında hiç de fena sayılmayacak bir performans sergilemesine rağmen Adnan Polat döneminin istikrarsızlıkları yüzünden takımdan ayrıldı.

Kendini teknik direktör olarak tekrar kabul ettirmek içinse Kardemir Karabükspor'un teklifine kadar beklemesi gerekiyordu. 2011-2012 sezonuna kötü bir başlangıç yapan Karadeniz ekibini adeta baştan yaratan Büyük Kaptan, takımın başına geçtiği dönemden lig sonuna kadar müthiş bir performans sergileyerek hem takımın ligde kalmasını sağladı hem de ilerisi için çok güzel sinyaller verdi. Kendisinin kırmızı-mavili takımla uzun süre çalışacağı düşünülürken yönetim, saçma sapan bahaneler öne sürerek hocanın şartların kabul etmedi ve hoca da takımdan ayrılma kararı aldı.

Şimdi ise Carvalhal'ın ayrılmasıyla boşalan İBB koltuğuna yerleşti ve tam da istediği ortama sahip bir takıma sahip olabilir. Anadolu kulüplerine oranla daha iyi şartlara sahip bir takım, diğerlerine oranla biraz daha iyi bir yönetim anlayışı ve sıfır taraftar baskısı Bülent hocanın takımı istediği gibi şekillendirmesini sağlayabilir.

Büyük Kaptan'a yeni takımıyla yeni görevinde başarılar...

12 Kasım 2012 Pazartesi

Dani Alves #2


Barcelona'nın başarılı sağ kanadı Dani Alves, henüz İspanyollar tarafından keşfedilmeden önce Bahia formasıyla...

11 Kasım 2012 Pazar

Sakinlik Her Zaman İyi Değildir

Arka arkaya lig ve ŞL'de alınan denge futbolu galibiyetleri Galatasaray'ı öylesine alıştırmış ki bu futbol düzenine Mersin İdman Yurdu maçında bu düzenden vazgeçemeyince iki puan daha uçup gitti.

Sezon başından bu yana MİY, ileride vasat üstü geride ise vasat altı oyunculardan kurulu bir kadroya sahip olmanın dezavantajlarını oldukça fazla yaşadı. Eğer Galatasaray, sürekli ısıran görüntüde olsaydı Akdeniz temsilcisi tıpkı puan kaybettiği diğer 9 haftada olduğu gibi bu maçtada kalesinde oldukça ciddi tehlikeler yaşayacaktı. Maçın başında direkten dönen toplar da Nurullah Sağlam'ın öğrencilerine yardımcı olmadı değil.

MİY gibi savunma zaafı muazzam seviyelerde olan takımlara karşı sakin futbol oynamak ve savunma hattını biraz daha geride kurmak biraz gereksiz oluyor. Zira MİY'de savunma ile forvet arasındaki bağlantıyı kuracak oyunculara baskı yaptığınızda karşılığı çok çabuk alabiliyorsunuz ama top forvet oyuncularına geldiğinde işler o kadar kolay olmuyor çünkü MİY'in forvetleri oldukça tecrübeli ve büyük takım forması giymiş oyuncular. Herkesin gözünü diktiği maçlara da çok daha iyi konsantre oluyorlar. Ki Galatasaray'ın belalısı Mert Nobre'de Ben Yahia'nın kornerden ortasında kafayla golünü atarak MİY'e puanı getiren isim oldu. Pozisyonda Muslera'nın da hatalı olduğunu belirtmekte fayda var. Galatasaray'ın takım olarak sevimsiz bir gün geçirdiğini söyleyebiliriz.

Ancak lig o kadar dengesiz ki Galatasaray oynadığı maçların yarısında puan kaybetmesine rağmen hala en yakın rakibinin 3 puan önünde lider konumda. Galatasaray'ın geçtiğimiz sezona oranla idare eder bir performans sergilediğini düşünürsek ligdeki tablo hiç fena değil ancak artık seri galibiyetler almanın zamanı geldi ve Karabük-Elazığ-Gaziantep serisiyle başlangıç mümkün.

10 Kasım 2012 Cumartesi

Tempo Candır



STSL 11. haftası birbirinin zıttı iki maçla başladı. Bir yanda izleyeni sıkıntıdan patlatan bir Sivasspor - Eskişehirspor mücadelesi, diğer yanda ise ligin başlangıcından itibaren oynanmış en zevkli karşılaşmalardan belkide birincisi olan Beşiktaş - Bursaspor.

Sivasspor - Eskişehirspor maçı için anlatacak pek bir şey yok. Maçın 15. dakikasında bulduğu duran top golüyle öne geçen Rıza hocanın takımı sürekli faullerle Eskişehirspor'u sindirdi ve galibiyeti çaldı. Evet çaldı diyorum çünkü Eskişehirspor'dan 3 puanı çalarken maçı izleyen taraftar ve seyircilerden de 90 dakikalarını çaldı. Sivasspor, Eskişehirspor'a toplam 31 faul yaptı. Evet evet yanlış okumadın 31 diyorum hani şu cenabet sayı olan 31. Bazı liglerde birkaç maçın toplamında bu kadar faul yapılmazken Sivasspor'un yaptığı zaten ülke futbolumuzun problemini ortaya çıkarıyor. Takımların topu kaptırdıktan sonra anında rakibe faul yaparak geride açık vermeyelim anlayışı yüzünden ligimiz izlenemez hale geldi. Bu arada Sivasspor'un da bu maçta toplam 3 sarı kart gördüğünü de unutmayalım. Böylesine tempo katili takımlar karşılarında futboldan anlamayan hakemler bulduklarında bu avantajı gerçekten çok iyi kullanabiliyorlar.

Eskişehirspor'un mağdur olduğu 90 dakikayı değil de diğer kanaldaki Beşiktaş - Bursaspor maçını izleyenler kelimenin tam anlamıyla futbola doydular. Beşiktaş, zaten mevcut oyuncu kadrosuyla tempo futbolunun dışına çıkmaya pek müsait bir yapıya sahip değil. Futbolcularının defosunun ortaya çıkmaması için maçı hep en üst seviyede fizik mücadele içine çekmek zorundalar. Rakip Bursaspor'da siyah-beyazlılara ayak uydurunca da ortaya muhteşem bir maç çıkıverdi. Hani futboldan zerre zevk almayan birine bu maçı izletseniz nutku tutulur ya öyle bir maç işte...

TFF'nin ülke futbolunu daha iyi hale getirmek için haftalarca hatta aylarca süren araştırmalar yapmak yerine kısa vadede 9 Kasım 2012 akşamı oynanan iki maçı izleyip aradaki tek farkı süzebilmeleri yeterli. Onun da adı ''tempo''.

8 Kasım 2012 Perşembe

Sonunda 3 Puan

Galatasaray, Kayserispor ile İBB maçlarında farklı anlayışlarla sahaya çıktığında şaşkınlık içinde olanlar çoğunluktaydı. Cluj maçıyla birlikte bu şaşkınlık yerini bünyede rahatlamaya bıraktı.

Öne geçmenin verdiği avantajı uzun süre kullanan Galatasaray, kalesinde golü gördükten sonra daha önceki üç maçtaki gibi paniğe kapılmadı ve arka arkaya bulduğu iki golle maçı tamamladı ve ŞL'nin ilk galibiyetini elde etti. Bu galibiyet Manchester United'ın Braga'yı deplasmanda mağlup etmesiyle birlikte Galatasaray'ı birden grubun ikinci sırasına yerleştirdi.

Trabzonspor'dayken de Galatasaray'a transfer olduktan sonra da eleştirilen Burak Yılmaz, yaptığı hat-trickle ŞL'deki gol sayısını 4'e çıkardı ve en azından yersiz eleştirileri uzun bir süre sonlandırmış oldu. Bir parantez de Burak'ın attığı ilk iki golde asist yapan Hamit'e ve orta sahada geçtiğimiz sezon Melo'dan sık sık izlediğim performanslardan birini izlememizi sağlayan Yekta'ya açmak lazım. Her iki futbolcuda galibiyetin baş mimarlarındandı.

Şimdi sırada gruptan çıkmayı garantileyen Manchester United ile TT Arena'da oynanacak karşılaşma var. Sir Alex Ferguson'un böyle maçlara ciddi rotasyonlar yaparak çıktığını düşünürsek önümüzdeki maç karşımızda İngiltere'dekine oranla daha farklı bir Manchester United görebiliriz. Alınacak bir galibiyetle de 2. tur adına gerçek anlamda avantajlı konuma geçebiliriz.

Baskılı futbolun yanında beraberliği de iyi oynadığımızda neler yapabileceğimizi bu maçta çok iyi gördük. Tabiki Manchester United ve Braga'yı Cluj ile bir tutamayız ancak unutmamakta fayda var ki Cluj karşısında izlediğimiz Galatasaray'da potansiyelinin tamamını sergilemiş bir Galatasaray değildi.

7 Kasım 2012 Çarşamba

King Harry


Harry Kewell, Galatasaray'la olan sözleşmesi sona erdikten sonra ülkesinin takımlarında Melbourne Victory ile anlaşmış ve 2011-2012 sezonunu bu takımda geçirmişti. Kişisel nedenlerle bu takımdan ayrıldıktan sonra İngiltere Championship takımlarından birkaçıyla adı geçse de hiçbiriyle anlaşmamıştı. 

Son günlerde çıkan haberler ise Harry Kewell'ın yine ülkesinin takımlarından Perth Glory ile anlaşacağı yönünde. Championship bile olsa İngiltere'de futbola devam etmesini daha çok istememe rağmen en azından haftada 3 dakikalık Avustralya özetlerinde de kendisini görmek en azından teselli olacaktır.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Antonin Panenka


Kullandığı penaltının böylesine ayağa düşeceğini bilseydi o penaltı atışını yine aynı şekilde kullanır mıydı acaba?

3 Kasım 2012 Cumartesi

İki Farklı Galatasaray


Maç trafiği, arka arkaya alınan başarısız sonuçlar sonrası güvenin kaybolması, sakatlıklar, sert rakiplere karşı repertuar genişletme amacı, hocanın tercihi, oyunun takımı yönlendirmesi ve birçok sebep daha... Bunlardan herhangi biri mi? Yoksa hepsinden azar azar mı? Bu sorunun cevabını bilmiyorum ama Galatasaray, Kayserispor maçında olduğu gibi İBB karşısında da alışılmışın dışında bir anlayışla sahaya çıktı ve bunu da skor olarak öne geçmenin verdiği avantajla birlikte maçın sonuna kadar sürdürdü.

Oyun pratiği açısından Galatasaray, geçtiğimiz sezon Fatih Terim'in tekrardan takımın başına gelmesiyle birlikte hemen hemen herkesin bildiği bir anlayışla sahaya çıkardı. Bu anlayışı; oyuna hükmeden, topa mümkün olduğunca sahip olan, atabildiği kadar gol atan ve yenilirken bile izleyenlerin takdir edeceği bir anlayış olarak açıklayabiliriz.

Fakat garip bir şekilde Kayserispor ve İBB maçlarında görüldü ki Galatasaray, ezberini bozup farklı bir anlayışla da sahaya çıkabiliyormuş. Bu anlayışı da; rakibin topla oynamasına belli ölçülerde müsade eden hatta belli bölgelere kadar rahat bir şekilde ilerlemesine göz yuman, geride sağlam bekleyen ve kaptığı toplarla ani ataklara çıkan bir oyun anlayışı olarak açıklamak mümkün.

Yukarıda bahsi geçen iki oyun anlayışı da bir takımın aynı maç içindeki seçenekleri arasında olabilir. Hatta elit takım seviyesi diye bahsedilen seviyedeki bir takım olma parolasıyla yola çıkan bir takım için bu iki oyun anlayışını aynı anda sahada sergileyebilmek bir zorunluluktur. Peki Galatasaray bunu neden yap(a)madı? Çünkü bu farkındalığa erişebilmesi için tokat yemesi gerekiyordu ve bunları Braga ve Cluj'dan yedi. Mesela Kayserispor ve İBB maçlarında denenen oyun anlayışı neden Braga veya Cluj maçlarından önce denen(e)medi? Çünkü sarı-kırmızılı oyuncuların böyle bir oyun pratiği söz konusu değildi. Geçtiğimiz sezon ligde takımı bu oyuna itecek bir rakip yoktu. Haliyle takım ve hoca, mevcut anlayışı biraz daha iyi hale getirerek Avrupa'da da başarıları elde edebileceğini düşündü. Ancak sakatlık, formsuzluk vs. gibi durumların yanı sıra rakiplerin sert oyunu Galatasaray'ı beklentilerin altında kalan bir pozisyona soktu.

Şimdi Galatasaray'ın önünde Şampiyonlar Ligi'ni kurtarabilmek için çok kritik üç maç var. Her ne kadar deplasmanda da olsa mevcut puan dezavantajı sebebiyle Kayserispor ve İBB karşısında oynadığı sabırlı oyunu, 90 dakikaların tamamında sergilemesi mümkün değil. Çünkü avantajları sebebiyle bekleyen taraf hep rakipler olacak. İşte bu yüzden Cimbom'un söz konusu üç maçta eski oyun anlayışıyla birlikte repertuarına yeni yeni katmaya çalıştığı sakin oyunu da sergileyebilmesi elzem. Bu harmoni sağlanabilirse bugün olduğundan daha umutlu bakmak mümkün.

Aşağıda Galatasaray'ın bu sezon lig başladığından bu yana oynadığı resmi maçlardaki istatistikleri mevcuttur:

Rakip Topla Oynama İsabetli Şut İsabetsiz Şut
Kasımpaşa 61% 4 10
Beşiktaş 62% 5 4
Bursaspor 57% 7 9
MP Antalyaspor 55% 10 5
Manchester United 52% 6 5
Akhisar 64% 9 8
Orduspor 65% 5 14
Braga 63% 4 11
Eskişehirspor 63% 6 10
Gençlerbirliği 62% 9 9
Cluj 69% 6 18
*Kayserispor 48% 6 10
*İBB 45% 4 6

* Rakiplerle oynanan maçlar Galatasaray'ın alışılmışın dışında bir oyun anlayışı sergilediği maçlar.
- İstatistikler skorist'ten alınmıştır.


About