Tekrar maça dönelim. Elmander'in oynamadığı maçlarda Umut, Burak ikilisi yeterli derecede orta sahaya yardımcı olamadıkları için ofansif açıdan Selçuk ve Melo'nun geçen yıl sergiledikleri performansları izleyemiyoruz. Ayrıca geçtiğimiz yıl Engin'in topla dikine bindirmelerini de arıyor Galatasaray. Emre Çolak, henüz bunu tam anlamıyla yapamıyor. Yaptığı anlarda ise hız olarak Engin seviyesine çıkamıyor. Bu da rakip savunmanın yerleşmesi için lazım olan süreye sahip olması anlamına geliyor ve pozisyonlar olgunlaşamadan bitiyor.
Ayrıca takım olarak henüz tecrübeli sıfatını kullanamıyoruz Galatasaray için. Maçın 89. dakikasında 1-0 önde olmasına rağmen, kötü bir gününde olduğunu bilmesine rağmen ikinci gol için Allah Allah nidalarıyla atağa çıkıp rakibinin 5-6 kişiyle kontra atak yakalamasına sebep oldular. Bu da yetmezmiş gibi altıpas içinde rakibin arka arkaya 4 tane şut çekmesine izin verdiler ki artık o pozisyondan sonra Muslera soyunma odasında ne dese haklıdır.
Eskişehir'e de hakkını vermek lazım. Galatasaray'ın hiçbir zaman maçı koparmasına izin vermediler. Belki golü rakibin muazzam hatasıyla atıp son dakikada beraberliği yakalamış olabilirler ama yedikleri golün de karambolden doğduğunu düşünürsek hak yerini buldu diyebiliriz.
Bugün iki takım da bir puana razı futbol sergilediler ve 90 dakika boyunca sergiledikleri futbolla da istediklerini almış oldular.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder